GELENEKLER

2 - MÜKRİMİN HALİL YINANÇ


MÜKRİMİN HALİL YINANÇ


   “İbrahim el-Mükrimin b. Halil Kamil b. Muhammed Sakıb b. Osman Rafet b. Halil b. Osman b. Süleyman b. Mustafa b. Şerif b. Namık el-Halil el-Afşarî el-Elbistanî el-Maraşî”.

   Ünlü Türk tarihçisi ve bilim adamıdır. Türkiye’nin ilk Selçuklu tarihi uzmanı ve dünya çapında büyük tarihçisi olan Ord. Prof. Mükrimin Halil Yinanç, 1 Temmuz 1900 yılında Maraş sancağının Elbistan kazasında dünyaya geldi.  Babası Anadolu’nun çeşitli yerlerinde kadılık yapan Hafız Halil Kamil Efendi, annesi Ayşe Hanım’dır.

   Bizzat kendi araştırmalarıyla 12 kuşak atasının şeceresini bularak 16. yüzyılın başlarında Çankırı’dan Kayseri’ye, 18. yüzyılın başlarında da Kayseri’den Elbistan’a gelip yerleşen Avşar boyuna mensup Şeyh İsa Efendi’nin soyundan geldiğini tespit etmiş ve yukarıda verdiğimiz künyesinde de görüldüğü üzere “El- Afşarî” adını kullanmıştır.

   Şeyh İsa Efendi’nin soyu Yemlihazade Abdullah Şakir Efendi, Mustafa Kamil Efendi, Hocazade Halil Esat Efendi gibi ilim adamları, kadı, müftü ve müderrisler çıkaran büyük bir aile olup, Mükrimin hoca bu ailenin Halil Efendizadeler de denilen Müftüler/ Müftülüzadeler koluna mensuptur.

   İlkokula gitmedi. Rüştiyeyi ve İdadiyi bitirdi. İstanbul Gelenbevi İdadisini bitirdiği 1915 yılında henüz 15 yaşındayken İslâm Mecmuası’nda Bilal-i Habeşî ve Abdullah İbn Mesud’la ilgili iki makalesi neşredildi. Bu onun ilmi seviyesini göstermesi bakımından oldukça önemlidir.

   1916’da, Darülfünun Edebiyat Fakültesi Tarih bölümüne kaydoldu. Tarih bölümünde okurken 1918’de imtihanla Mülkiye Mektebi’ne girdi. Tarih bölümünden 1919’da, Mülkiye Mektebi’nden ise 1921’de mezun oldu. 1920 yılında hayatının en acı olaylarından birini yaşadı. 1920 yılı başlarında, Haçin’de (Saimbeyli) kadılık yapan babası Halil Kamil Efendi ile annesi Ayşe Hanım, Ermeniler tarafından işkence edilerek öldürüldüler. Bu sırada İstanbul’da bulunan Mükrimin Bey de İstanbul’un işgaline ve mütareke sürecine şahit oldu.

   1923 yılında Türk Tarih Encümeni’nde Hafız-ı Kulüplük yaptı. 1924 yılında, arkadaşları M. Halit Bayrı, Hilmi Ziya Ülken, Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu ve Reşat Şemsettin (Sirer) ile birlikte, Anadoluculuk akımının yayın organı durumundaki Anadolu Mecmuasını çıkarmaya başladılar. 1925’te Anadolu tarihiyle ilgili araştırmalarda bulunmak ve Türkiye kütüphanelerinde bulunmayan Anadolu tarihine ait kaynakları incelemek ve kopyalarını almak üzere Paris’e gönderildi. 1927’de yurda dönerek Galatasaray ve Kabataş Liselerinde tarih öğretmenliği yaptı.


   
   1928 yılında Edebiyat Fakültesi, Ortaçağ Tarihi Kürsüsünde doçent oldu. 1931’de kurulan Türk Tarih Kurumu’nun kurucu üyeleri arasında yer aldı. 1933’teki üniversite reformunda, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’ne geçti. 1941 yılında profesörlüğe yükseldi. 1949’da, Hilmi Ziya Ülken’le birlikte, Ankara İlahiyat Fakültesi’nin kurucu heyeti içerisinde yer aldı. 1949-53 yılları arasında, Şarkiyat Enstitüsü’nün müdürlüğünü yaptı.

   1953’te, amcasının oğlu Halis Yinanç’ın iki çocuğunu, Refet ve Taceddin Yinanç kardeşleri manevi evlat edindi. Prof. Dr. Refet Yinanç, tarih alanında halen ülkemizin önemli bilim adamlarından biridir.

   1954-57 yılları arasında, İstanbul’da gömülü tarihî şahsiyetlerin mezarlarının envanterini çıkarmak, bunları ihya ve tamir etmek ve korumak için oluşturulan ve Süheyl Ünver, Kadircan Kaflı, Reşat Ekrem Koçu, Rıfkı Melül Meriç ve Reşat Beyatlı’dan oluşan Tarihî Mezarlıkları İmar Komisyonu’nun başkanlığını yürüttü. Önemli bilim adamlarımızdan olan Münir Aktepe, İbrahim Kafesoğlu, Adnan Erzi, Muammer Kemal Özergin ve Fuat Sezgin’in doktora hocalığını yaptı.

   Zaman içerisinde dünya çapında bir otorite olan Mükrimin Halil Yinanç, 1957’de ortaçağ ordinaryüs profesörlüğü payesini kazandı.

  Siyasetten olabildiğince uzak durdu. İlminin ideolojik amaçlar uğrunda kullanılmasına izin vermedi. “Ben, gençliğim dâhil, bütün ömrümü kütüphanelerde ve kitaplar arasında geçirdim. Dost sohbetlerinden başka eğlence ve avunma bilmedim. Hayatımı sadece öğrenmek ve öğretmekle geçirdim, başka hiçbir emelim olmadı” diyen Mükrimin bey, 22 Aralık 1961 Cuma sabahı vefat etti. Mezarı Merkez Efendi Kabristanı’ndadır.

Başlıca eserleri şunlardır:  

   Feridun Bey Münşeatı (1924), Düsturname-i Enveri (1928), Düsturname-i Enveri’ye Medhal (1929), Musul ve El Cezire’de Oğuz Türkleri (1932), Anadolu’nun Fethi-Türkiye Tarihi Selçuklu Devri (1934), Tanzimat’tan Meşrutiyet’e Kadar Bizde Tarihçilik (1940), Fezleket Ekval El Ahyar Hakkında (1957).
KİTAPLAR
MAKALELER
ŞAİRLER