4 - ALİBAZ AĞA
ALİBAZ AĞA
Eski hikâyelere muhabbetimizi dostlarımız öteden beri bilir. Bu belki, çocukluğumda ve gençliğe ilk adım attığımız yıllarda büyüklerin meclisinde çok oturmuş olmaktan kaynaklanıyor. Zaman zaman aklımıza geldikçe de burada kaleme alıyoruz. Yaşar Kemal romanlarının da etkisi olabilir.
Yine yaşanmış hoş bir hadiseyi yazalım:
Eskiden özellikle düğünlerde oyunlar çıkarılır, türlü muziplikler yapılırdı. Bunların bir kısmına bizim de şahitliğimiz vardır. Oğlan tarafına cezalar verilir, kağnı tekerine sarılıp yuvarlananları mı dersiniz, deve oyunu oynayanları mı? Serçe ya da yumruk oynayıp bir kasat afiyetle sopa yiyenlere mi?
Karamanlı köyünde bundan yaklaşık 150 yıl kadar önce bir düğünde benim diyen Avşar ağaları beyleri toplanmışlar, o sırada ortaya bir köpek leşi atmışlar. Yarenlik ediyorlar. Köpeğin kaşını birilerine, gözünü birilerine benzetiyorlar. O sırada biri de köpeğin kıçı (affınıza sığınarak) da Alibaz Ağa'nın lülesine benziyor. Alibaz Ağa Paşalı Köyünden ünlü ağalardan. Eskiden lüle taşından pipo olurmuş. Alibaz ağa da bu lülesi ile ünlü imiş. Alibaz Ağa’nın oğlu da düğünde, köpeğin gerisi babasının Lülesine benzetilince çok bozulur. Eser, yağar, Gürler ve tehditler savurur: ben adamı asarım, keserim, falan, fistan. O sinirle çıkar kendi köyüne, yani Paşalı'ya döner. Babasının yanına çıkar. Ona hakaret edildiğini düşündüğü için hala siniri geçmemiştir. Şöyle böyle kızıp çağırıp bağırır. O sırada Alibaz Ağa’dan unutulmaz bir azar! Unutulmaz bir söz sadır oluyor. Oğluna dönüp:
-Sus köpoğlu köpek adam olanın menciliste (mecliste) adı anılır. Onda ne varmış…
Güzel meclislerde adınızın anılması dileğiyle...
Baki selam...