KÜSTÜM
Dağ değil, ova'dan geçemez oldum
Yaşadığım lanet yıllara küstüm…
Doğruyu yanlıştan seçemez oldum
Girdiğim karmaşık, yollara küstüm..
Şu âlemde herkes kendince haklı
Tabip şöyle dursun, bu dava farklı
Görünmeyen yaram, derinde saklı
inada kırılan, dallara küstüm…
Dağlar mı çöküyor, çöken ben miyim
Özüyle kavrulup, yanan ten miyim
Erenler gözünde, gam mı, kem miyim
Açtıkca boş kalan, kollara küstüm..
Gül ektim gönlüme, açarken soldu
Zincire vurduğum, gözler kan doldu
Közlendi ciğerim, nara gark oldu
Rüzgarla savrulan, küllere küstüm…
Ey gurbet, zehir mi kattın aşıma
Hesabı ben gördüm toprak başıma
Sitemim bağrımda suskun taşıma
Düştüğüm gıybetli dillere küstüm…
Bin perçin vursamda şu sol yanıma
Gülen yüz engel mi, akan kanıma
Zoruma gidiyor, kastım canıma
Elimde can veren, güllere küstüm…
Gülhan ’ım mazide, coşan bir seldi
Sanki kör şeytan mı aklımı çeldi?
Mahçubum Yarabbi, cihan dar geldi
Can evimden vuran, kullara küstüm…
“AvşarBabamBenim” Gülhan Çabucak