20 - Gelinin Kırkı Çıkması
GELİNİN KIRKI ÇIKMASI
Gelin koca evine geldikten sonra kırk gün avlu duvarının dışına çıkamaz. Fazla kalabalığa katılamaz. Emsali gelinler ve genç kızlarla oturur kalkar. Uzaktan gelen hısım akraba gelin görmeye gelirler ise, gelin onların elini öper. Yeni gelin inen eve gelenler hazırlıklı gelirler. El öpmeden sonra geline uygun hediyeler verirler.
Gelinin kırkı çıktığı gün hısım akraba ve komşuların kızları ve gelinleri giyinir, kuşanır, yeni gelini suya çıkarırlar. Topluca çeşmeye doğru yürürlerken içlerinden temsilci sayılacak iki üç gelinin helkelerine (aşırmalarına) çerez (kuru üzüm, leblebi, boyalı şeker -akide-, fıstık vs.) doldururlar. Onlar da rastladıklarına bu çerezden pança pança (avuç avuç) dağıtarak giderler. Çeşmeye varıldığında kırkı çıkan gelin küçük büyük demeden herkesin helkelerini doldurup verir. Bu işlem bittikten sonra topluca herkesin aşırması dolu olarak gelin evine gelinir. Getirilen su, kazanlara ve havtlara doldurulur. Yaz günü ise, ortalık serinlesin diye avlunun içi sulanır.
Yine böyle bir suya çıkma sırasında bir Türkmen beyinin gelini, yanında komşularla birlikte suya çıkmış. Oluğun alt tarafında da bir çerçi eşeklerini sularmış. Çerçi kalabalığa sorar:
- Bu kimin gelini?
Derler:
- İşte falan beyin gelini, kırkı çıktı da suya çıkma merasimi yapılıyor.
Çerçi der ki:
- Ha, anladım; şu kırk koyun, bir çift at, bir çift öküz, bir çift inek, bir o kadar da para verilip haftalarca düğün çalınan gelin değil mi? Bir sürü masraf; ben olsam bu parayla üç oğlanın üçünü de everir, artanı ile de bir sürü malzeme (matah) alırdım.
Çerçinin samranarak (Sayıklayarak) bu kendi kendine konuşmasını duyan bey gelini, çerçiden tarafa dönerek şöyle der:
- İyi de emmi, doğrusun, olur da. Lâkin benden doğan; ata biner, ok atar. Senden doğan da senin gibi köylerde sarımsak satar, der.
Bunu duyan çerçi durur mu, böğrüne taş yemiş it gibi fırlar gider.
İsmail BOZKURT – Anadolu Türk Aşiretleri – Avşar ve Diğer Türkmen Aşiretlerinin Yaşayışı ve Kültürleri- Sayfa 43