23 - Loğusalıkta Al Basması
Doğum yapan kadının adı loğusa kadındır. Loğusa kadın üşütülmez, sıcak tutulur. Ona gıdalı yiyecekler yedirilir. Başından ışığı eksik edilmez. Odası sürekli aydınlık olur. Loğusa kadının yanına özellikle beşiğinin başına hayız gören kadınlar yaklaştırılmaz; çocuğu kucaklamasına müsaade edilmez. Loğusa kadına dokunarak zarar vermek için fırsat kollayan al karısı; karanlığı seçer, yalnızlığı sever ve bekler. Onun için loğusa bir kadının ışıksız bırakılması demek al karısına davetiye çıkarmak demektir. Al karısının loğusaya uğrayıp zarar vermesine al basması derler. Al basmasına uğrayan kadınların hali hiç de hoş olmaz; durgunlaşırlar, süzülürler, yemeden içmeden kesilirler, incelip ipliğe dönerler. Her şeyden korkar, çocuğa bakamaz, duygularını anlatamaz.
Bu inanç Avşar - Türkmen aşiretlerinde çok eskiye dayanan bir inançtır. Aslında ne al karısı, ne de mor karısı vardır. Bu, doğum sonucu hırpalanmış olan kadının direnme gücünün zayıflayıp korkuya dayalı olarak güç kullanamaz duruma düşmesi olayıdır. Bu şekilde isimlendirerek loğusayı korumaya almak son derece olumlu bir davranıştır diyebiliriz.
İsmail BOZKURT – Anadolu Türk Aşiretleri – Avşar ve Diğer Türkmen Aşiretlerinin Yaşayışı ve Kültürleri- Sayfa 45