GELENEKLER

2 - YAYLAM


YAYLAM

Kırk senedir hasretim yaylaya
Çok özledim toprağını taşını
İlkbaharda lale sümbül bürürdü
Gördüğünüz şu dağların başını

Geçit vermez koca yokuş darılmış
İt dağında kar kalmamış erimiş
Başına yaylanın gülü savrulmuş
Bülbül figan eder arar eşini

Küsmüş dağlar yüzümüze bakmıyor
Karşı oluk cağal cağal akmıyor
Mevsimsizde lale sümbül açmıyor
Gördünüz mü o Allah’ın işini

Mesken idi şu dağların eteği
Arı çiçeklerden yapar peteği
Emmi dayı terk eylemiş otağı
Zalim gurbet kâbus etti düşünü

Seher vakti yüklenirdi kanılar
Akpınar’da yayla yolunu yarılar
Kuzu ile karışırdı koyunlar
Görseyidin şu dağların döşünü

Güzleden yaylaya erzah gelirdi
Büyük küçük hatır gönül bilirdi
Komşu komşusuna ülüş verirdi
Paylaşırdı acı tatlı aşını

Anam ocak çatar ateş yakardı
Meşe külü ile esvap yıkardı
Açığını yama ile kapardı
Yine de çatmazdı karakaşını

Çobanların dert ortağı dağlardı
Haykırışlar karanlığı yarardı
Seher vakti sarı yıldız doğardı
Aydınlık sarardı hemen peşini

Kimsenin kalmamış yaylada evi
Şu taşların her birisi bir anı
Aldatmasın bizi gurbetin varı
Gördünüz mü memleket eşini

Ben Zeynep’im eski günleri andım
Yaylayı görünce yürekten yandım
Serin yaylam senden çok ayrı kaldım
Gurbet kurutmadı gözüm yaşını…

A.Zeynep ŞAHİN

KİTAPLAR
MAKALELER
ŞAİRLER