28 - BİN ATLIYA YAMAÇ ONU BEYLERİN
BİN ATLIYA YAMAÇ ONU BEYLERİN
Avşarlar, sürgün oldukları Yozgat-Bozok'ta fazla kalamazlar. Oradan kaçarken Pehlivanlı Aşireti Beyi Abidin Bey'i Kayseri'nin Boğazköprü denilen yerde (bir söylentiye göre de Kırşehir'in Malya'sında) vurarak öldürürler.
Bunun üzerine Padişah Abdülmecit, Avşarlar üzerine Sivas Gemerek tarafında bulunan Cadıoğlu'nu gönderir, ona tuğ verir. Cadıoğlu Bozoklu Türkmenlerindendir. Cadıoğlu, Avşarların önünü beş yüz atlıyla (kimilerine göre de bin atlıyla) keser. Karşılaşma Mağara denilen bugünkü Tufanbeyli İlçesinin Hökeççe Boğazı, Katran Gediği ve Kayapınar'ı yörelerinde olur. Kavgada çok sayıda ölenler olur. Bu kavgaya at oynatarak, ilvan yaparak en önde gelen Cadıoğlu da ölenler arasındadır. O sıralar bu bölge Maraş sancağına bağlıdır. Maraş'ta bulunan Paşa derhal emir verir, yaralıları tedavi etmek için burada bir hastane kurulur. Bu hastanenin kurulduğu yerde bugün "Hastane" köyü vardır. Muhtemelen bu sırada çıkan kolera hastaları da buraya yatırıldı (Mustafa Onar, Saimbeyli). Ne hikmetse hastane köyünün adı Pınarlar olarak değiştirilmiştir.
Bu şiirin bir başka öyküsü de değerli halkbilim araştırmacısı Fahri Bilge'ye anlatılanlara göre de şöyledir:
İstanbul'dan Süleyman Paşa, Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa kuvvetlerine karşı bütün derebeylerin ve aşiretlerin karşı durmalarını söyler. İskenderun'dan Nizip'e kadar savunma düzeni alınır.
Fakat Çapanoğlu ve Cadıoğlu bozguna uğrayıp kaçarlar. Bunlar Mağara (Tufanbeyli) düzlüğüne gelince su içmek vesilesiyle orada bulunan Avşar çadırlarına uğrarlar. Bunlardan biri bir kıza şer atar (Laf dokundurur). Bunun üzerine orada bulunan Avşarların eli silah tutanı bir araya geliyor ve burada zorlu bir kavga oluyor.
Bu kavgaya çok sayıda Avşar beyleri katılmıştı. O yüzden bu kavgaya Avşar Beylerinin kavgası da denir.
Mağara çölünde kavga kuruldu
Öttü tüfek davlumbazlar vuruldu
Duydum Bozoklu'nun beli kırıldı
Bin atlıya yamaç onu beylerin
Cad'oğlu geliyor bakın ilvana
Öttü tüfek seyreyleyin dumana
Uğrunda Avşar var sen seni sına
Elden ele gider ünü beylerin
Deli Hacı ile Gö'oğlan geldi
El-aman vermedi hepsini kırdı
Her birine yetmez böyle beş ordu
İstanbul'a gitti ünü beylerin
Halil Ağa'm attığını düşürdü
Cad’oğlu’nun tedbirini şaşırdı
Mağaralı soyuntusun deşirdi
Kanlı gömlek oldu donu beylerin
Paşa Bey'in oğlu Deli Osman Ali
Alayından Mehmet Ali'm zorbalı
Bağrını kurşuna verdi Seyf'Ali
Etten kale oldu canı beylerin
Yaşa Dadaloğlu'm sen binler yaşa
Cadıoğlu'nu düşürdüler şol Aslantaş'a
Yaralının uğru indi Maraş'a
Abdülmecit geri alsın tuğları
Mağara: Adana İline bağlı Tufanbeyli ilçesinin eski adı. HökeççeBozoklu: Oğuz Han’ın oğullarından üç büyük kardeşin soyundan gelenler.
Yamaç: 1. Karşı, annaç, mukabil. 2. Yan, yakın. 3. Bedel, karşılık. 4. Yanıt.
Cadıoğlu: Gemerek dolaylarında yaşayan Bozoklu Türkmenlerinin beyi.
İlvan: Gösteriş, çalım, süs, fiyaka, kibir.
Deli Hacı: Torunları Kayseri İli Sarız İlçesine bağlı Kuşçu köyünde otururlar. Atasoy, Akpınar soyadlı kişiler.
Gö Oğlan (Gök Oğlan - Cin Yusuf): Pınarbaşı Ak İn köyünden ünlü Cin Yusuf. Torunları bu köye yerleşmişlerdir.
Halil Ağa: Pazarörenli, ünlü Gedik Ahmet'in dedesi.
Soyuntu: 1. Soyulup atılan şey. 2. Bir yer soyularak alınan para veya eşya.
Paşa Bey'in Oğlu Del ‘Osman Ali: Pınarbaşı ilçesinin Pazarören bucağında torunları Yaşar, Akı ve Özhan soyadlı kişiler.
Alayı: Hepsi, bütünü, toptan.
Mehmet Ali: Beylerden birisi, Torunları Pınarbaşı ilçesinin Karamuklu köyünde otururlar. Özocak ve Yıldırım soyadlı kişiler.
Seyf'Ali (Seyfi Ali): Kimilerine göre Pınarbaşı ilçesinin Toybuk köyünde oturanların dedesi, kimilerine göre ise; Sarız ilçesi Damızlık köyünde oturanların dedesi (Sarı Velilerin dedesi, Kaygusuz soyadlı kişiler) Hassa beylerinden olduğunu söyleyenler de vardır.
Abdülmecit: Padişah Abdülmecit (1839-1861)
Aslantaş: Kayseri İli Tomarza İlçesine bağlı bir köy ve yaylanın adı. Savaşçılar Cadıoğlu'nu Aslantaş'a kadar kovalamışlar ve orada öldürmüşler.
Tuğ: 1. Bazı kuşların tepelerinde bulunan uzunca tüy, sorguç.2. Padişahların ve vezirlerin başlarına taktıkları başlıkların ön tarafında bulunan tüy veya püskül biçimindeki süs. Padişah, Avşarları yenmesi halinde Cadıoğlu'na Tuğ vereceğini vaat etmişti.
Şiir, 1958 yılında Kayseri İli Sarız ilçesin bağlı Ayranlık köyünden Yusuf Polat'tan (Çaparınoğlu Yusuf Çavuş) derlenmiştir. Şiirde geçen kişi adlarının saptanmasında Sarız'dan Mehmet Eroğlu, Hasan Gürbüz, Nuri Kara'dan yararlanılmıştır.