CİNLİYURT KÖYÜ’NDEN MULLA DURDU’NUN AĞIDI
Mulla Durdu zamanın ulama hocasıdır. Sesinin güzelliği, yakışıklılığı, camilerde verdiği vaaz dillere destandır. Ne yazık ki o dönemde eşkıyalar sık sık köyleri basar köylülerin koyunlarını ineklerini alırlar. Bunlara karşı gözü kara, yiğit Mulla Durdu kendisi de adeta eşkıya olur. Nerde bir haksızlık, nerde bir adaletsizlik olursa Mulla Dudu’ya başvururlar, sorunları çözer. Cırlavuk Köyü’nde bir düğüne davet edilir. At ile ciride çıkar, havaya atılan yumurtaları o hızla havada vurur. ”Olmaz böyle şey, tesadüf” derler. “peki, masanın üzerine yüzüğü dikin” der. Yedi kurşunu yüzükten geçirir. En son arkadaşları Bostan, Ali Çavuş, Çalık Omar birlikte Adana’ya giderken, Şahanların yaylasında Han’ın kısığında pusuya düşürülür, atıyla birlikte öldürülürler. Bu ağıtı Bacısı Şevler Hattın ve dayısının kızı aynı zamanda yavuklusu birlikte yakarlar.
Ünlü Durd’efendim ünlü,
Guluncundan döşü enli,
Han yerinde öldürmüşler,
Gumral saçı ala ganlı.
Durd’efendim okuryazar
At üstünde serbest gezer.
Ell’atlıyı Bensinmez de
Dıkılsa orduyu bozar.
Gaman’da işlik diktirdim
İlik döktürü döktürü
Dar ikindin yolc’eyledim
Silah sıktırı sıktırı.
Haydin gızlar ora gidek
Yukarda yanıcı gına
Döne döne ağlamaya
Durd’efendim ister ana.
Omar bir keçe diktirmiş
Biri al da biri yeşil,
Vermişsin benli doruyu
Aklını başına devşir.
Cırlavuk’ta düğün olur.
Bağr’açık ciride çıkar.
Sana böyle ağlamam ya
Oba bir manaya çeker.
Gurban olum dayım oğlu
Duluğuma dakmam güller
Mulla Durdu öldü deyin
Angara’ya gitti teller
Hele Durdu ya Durdu ya
Düşürdüler al vurdu ya
Öldüğünü bilseyidim
Bildirirdim kolorduya.
Durdu gülün tazeleri
Yandı Avşar gazileri
Anası yok bacısı yok
Ağlaşıyor dezzeleri.
Maşallah dayımın oğlu
Atı dona uydurmuşsun
Habbam ben sana kırıldım
Şefre’ye şal giydirmişsin.
Yüce dağların başında
Geze geze yorulurum
Hayıflandım arkadaşlar
Bir gün olur vurulurum.
Yüce dağların başında
Derelerde eder zılgıt
Sağ böğründen kurşun delmiş
Kan akıyor ılgıt ılgıt
Gadanı alıyım gardaş
Kim giydi sırma donunu
Han yerine varıncaz
Çete çevirmiş önünü.
Kaynak Kişi: Ayşe ÇALIŞKAN
Derleyen: Avşar Ozan (Durdu DEMİREL
Gulunç: Omuz
Döş: Göğüs, bağır.
Bensinmez: Önemsemez.
Dıkılmak: Girmek.
Kaman: Pınarbaşı İlçesi.
Omar: Ömer.
Doru: Gövdesi kızıl, ayakları ve yelesi koyu renkli olan, yağız at.
Cırlavuk: Kayseri Kocasinan İlçesinin Mahallesi (Eskiden Köydü)
Duluk: Şakak üzerinde saç ile sakalın birleşimi olan kısım.
İçlik: İşlik, Yelek altına giyilen mintan
Dar ikindin: İkindinin akşama yakın bölümü.
Düşürdüler al vurdu ya: Hile, pusu.
Dezze: Teyze.
Habba: Fatma, Habibe.
Şefre: Kadın adı. Aslı Şerife’dir.
Hayıflanmak: Acınmak, üzülmek, yerinmek, esef etmek
Zılgıt: Kadınların ellerini ağızlarına götürerek ses çıkarmaları
Böğür: Vücudunun kaburga ile kalça arasındaki yan bölümü.
Gada: Dert, hastalık, belâ