KODALLI OBASI
KODALLI OBASI
Hatay’da yaşayan Reyhanlı Türkmenlerinin kollarından birisidir. Yapılan araştırmalara göre Kodallı cemaati, XIII-XVI. Yüzyıllar arasında Kuzey Suriye ile Çukurova yörelerinde varlığını gördüğümüz Gündüzlü Avşar’ının bakiyesidir[1]. Gündüzlü Avşar’ından inme olan bu oba, Kodallı adını nasıl aldı? Bu soruya cevap arayalım.
Kodal kelimesi, Türkçede “hendek” anlamına gelir[2]. Kodallı ise “hendekli” demektir. Muhtemelen hendeği çok olan, hendekli yer anlamına gelmektedir. Maraş’ın Elbistan ilçesinde Kodallı Çayırı diye bir yer var. Burası, Elbistan ilçe merkezinin Malatya Caddesi ile Söğütlü Çayı arasındaki kuzey kısmını kaplayan ve Çiçek köyü yakınlarından (Elbistan’a 5 km. mesafededir) Ceyhan Nehri’ne kadar uzanan geniş bir çayırlıktır. Bu çayırlıkta sayısız hendek vardı ki bu sebeple halk çayırlığa kodallı demiştir. Günümüzde Kodallı Çayırı’nın batı tarafı, son yarım asır içinde imara açılmış ve mera özelliğini kaybedip bir yerleşim yerine dönmüştür.
1563 yılı tahririnde Elbistan kazasının Çiçek köyünde Kodallı adında bir mezra vardı[3] ki, burası bahsimize konu olan Kodallı Çayırı’dır. Gündüzlü Avşarı’na mensup olan bu Avşar topluluğu, konar-göçer yaşam sürdüğü devirde Amik Ovası’nda kışlamış, yazın hayvanlarını otlatmak amacıyla Uzun Yayla ve Binboğa Dağlarında yaylamıştır. Kodallılar, muhtemelen yaylalara çıktığında bu çayırlığa gelip konmaktaydı. Geri kışlak alanına döndüğünde Kodallı Çayırı’ndan geldikleri için zamanla bu adla anılmış olmalıdırlar. Bu adı kendileri aldığı gibi diğer Türkmen obaları da vermiş olabilirler.
Osmanlı belgelerinde Kodal adında başka yerler de kayıtlıdır. 1530 yılı kayıtlarında Maraş sancağının Ahsendere nahiyesinde (Ekinözü ile Göksun ilçeleri arasındaki bölge) Kodallı adında bir koru bulunmaktaydı[4]. 1563 tahririnde ise Hınzıri nahiyesinin (şimdi Akkışla ilçesi) Kaynar Pınar köyü nezdinde (Kaynar köyü) Demircili aşiretinin ekip-biçtiği Tersakan, Beşparmak, Boğaz Viranı ve Kodal Viranı adlarında mezralar bulunmaktaydı[5]. Kaynar Pınar ve Tersakan, günümüzde Pınarbaşı’nın Kaynar ve Tersakan köyleridir. Dolayısıyla Kodal Viranı adlı yer, anlaşıldığına göre bu köylerin yakınlarında bir yerde bulunmaktaydı.Kodallı adına ise bir oba olarak ilk kez 1580 yılı kayıtlarında rastlıyoruz. Bu tarihte Maraş Türkmenlerinden olup Anamaslı taifesine bağlı olan Kodallılar, Kınık’ta kışlıyordu (Kınık, Osmaniye civarında bir yerleşim yeri olup günümüze ulaşamamıştır) ve 21 nefer nüfusa sahip idi[6]. Kayıtlarda Kodallıların yaylak yeri belirtilmemiştir. Kodallılar, sonraki tarihlerde kışlaklarında kalarak güney bölgelerinde, özellikle Hatay yöresinde yerleşmiştir.
XVII. Yüzyıl başlarında Osmanlı Devleti’nin yaşadığı siyasi-askeri ve iktisadi sıkıntılara bağlı olarak imparatorluğun diğer coğrafyalarında olduğu gibi Hatay yöresindeki aşiretler de buhrana sürüklenmiş ve aşiretler arasında bitmez tükenmez çatışmalar başlamıştı. Özellikle Kodallı ve Löklü aşiretleri arasında ciddi çatışma yaşanmaktaydı.
IV. Murad, Safeviler ile yaşanan sorunları çözmek amacıyla çıktığı Revan Seferi’ne giderken bölgeye uğramış; çatışmalardan yılmış olan aşiret reisleri de çatışmaları sonlandırması ve bölgeye huzur getirmesi için padişahtan yardım istemişlerdi. Bunun üzerine IV. Murad, Türkmenler arasındaki çatışmayı önlemek maksadıyla Mursal Koca’yı 1635’te Reyhanlı aşiretine boybeyi tayin etmiştir. Mursal Koca, yöreye gelerek Torun Kâhyası Alhas, Löklü Kâhyası Mikail, Kodallı Kâhyası Gündüz Beyoğlu Girgin Bey ve Kara Ahmetli Kâhyası Paşa Ağa ile görüşerek aralarındaki gerginliği kaldırmış, Löklü ve Kodallı Aşireti reislerinden birer kız alarak bunları birbirleriyle barıştırmayı başarmıştır[7]. Bu tarihten sonra bölgedeki aşiretler, Mursaloğullarının liderliği altında bir araya gelmişti. Nitekim 18. Ve 19. Yüzyıllarda Kodallılar, Hatay yöresinin önemli bir Türkmen federasyonu olan Reyhanlı aşiretinin 13 kolundan birisini oluşturuyordu[8]. 1755 yılından itibaren Reyhanlı aşiretinin eşkıyalık hareketlerinden bahsedilmesine rağmen Kodallı obasının eşkıyalığına dair bir kayda rast gelinemiyor[9]. Ancak bu eşkıyalık hareketlerinin devlete isyan amacıyla değil yaşanan ekonomik ve sosyal buhranlar sebebiyle yapıldığı anlaşılıyor. Çünkü 1865 Fırka-i Islahiye iskânında Reyhanlı aşireti, devlete sadakat göstermiş ve iskânın gerçekleşmesine yardımcı olmuştur. Özellikle Reyhanlı obaları olan Bahadırlı, Kara Süleymanlı, Mursallı, Sarıcalı, Kara Ahmetli, Coşlu ve Kodallılardan devlete ters düşen olmamıştır. Hatay civarında aşiretlerin yerleştirilmesi sonucu Kodallılar, Arpalı köyü ile Topboğazı’nı içine alan sahaya (Kırıkhan ilçesi, bu sahanın tam ortasında kalır) yerleştirilmiştir[10]. Kodallılar, günümüzde Hatay’da şu köylerde yaşamaktadır: Kırıkhan ilçesinin Kodallı, Karamağara, Ilıkpınar, Alaybeyli, Aktutan, Karadurmuşlu, Mahmutlu ve Özsoğuksu köyleri; Belen ilçesinin Sarımazı köyü, Hassa ilçesinin Arpalıuşağı köyü, İskenderun ilçesinin Kurtbağı köyü, Kumlu ilçesinin Karahöyük köyü. Aşiretin merkezi Kırıkhan’ın Kodallı köyüdür. Ayrıca Maraş’ın Andırın ilçesinin Rıfatiye köyünde de Kodallılardan bir grup yaşamaktadır.
Kodallı obası, halen Avşar boyuna mensup olduğunu bilmektedir. Kırıkhan’ın Kodallı köyünden Celiloğullarından Sefil Ahmet (Ahmet Baki), “Harap” isimli şiirinin bir kıtasında Kodallı aşiretinden ve Avşar boyundan olduğunu şöyle anlatır[11]:
“Kazamız Kırıkhan, Kodallı köyüm,
Kodallı aşireti, Avşar’dır boyum,
Çirkinoğulları sülalem, soyum,
Dünyam harap, ahiret harap, ben harap.”
Kodallı aşiretinin bir koluna Zortuklar denir. Uzunyayla da, Avşarlar ile Çeçenler arasında çıkan bir kavga nedeniyle suçlanmışlar ve kavga sırasında başlarında bulunan Süleyman Ağa yakalanarak idam edilmek istenince Zortuk ailesi, Reyhanlı aşiretine iltica etmiştir. Reyhanlı aşireti ise Zortukları, Çakallı köyüne yerleştirmiştir. Bundan sonra Zortuklar, Kırıkhan ilçesinin Topboğazı köyünü satın almışlardır ki torunları hâlen bu köyde yaşamaktadır. Zortukların Reyhanlı aşiretine katılmaları, 1850 yılından sonraya rastlar[12].
Kodallılardan önemli bir kolu ise İç Anadolu’ya gelerek Yozgat, Kırşehir, Kırıkkale ve Çorum illerinde köyler kurmuştur. Bu illerde yaşadıkları köyler şunlardır: Yozgat’ın merkeze bağlı Derbent köyü, Çekerek ilçesinin Demircialan köyü, Sorgun ilçesinin Kodallı ve Kodallı çiftliği köyleri; Kırşehir’in Kaman ilçesinin Aydınlar köyü, Mucur ilçesinin Karakuyu ve Yürücek köyleri; Kırıkkale’nin Delice ilçesinin Büyükyağlı (Aslıyüce, Atlı ve Yıldız soyadlı) köyü; Çorum’un merkeze bağlı Kalehisar ve Çeşmeören köyleri, Alaca ilçesinin Büyükhırka, Küçükhırka ve İbrahimköy köyleri, Boğazkale ilçesinin Evren köyü, Oğuzlar ilçesinin Ağaççamı köyü, Sungurlu ilçesinin Bağcılı (Eskitürk soyadlı), Büyükpolatlı (Minderci soyadlı), Eşme, Kavşut ve Sarıkaya (Tıknazoğlu soyadlı) köyleri.
Buradan dağılan bir grup batıya doğru hareketlenerek Ankara, Afyon ve Denizli havalisine yerleşmiştir. Yaşadıkları köyler ise şunlardır: Afyon’un Sandıklı ilçesinin Başağaç köyü, Ankara’nın Çankaya ilçesinin Yakupabdal ve Denizli’nin Çal ilçesinin Hançalar köyleri. Kodallı obasından bir grup ise Doğu Karadeniz’e giderek Giresun’un Görele ilçesinin Dedeli köyüne yerleşmiştir.
Bunun dışında Mersin, Safranbolu, İstanbul ve Ereğli gibi yerlerde Kodal ve Kodallı soyadını taşıyan aileler bulunmaktadır ki bu ailelerin Kodallı obasından olduklarını söyleyebiliriz. Türk besteci, kompozitör, müzik eğitmeni Mersinli Prof. Dr. Mehmet Nevit Kodallı, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu eski başkanı Kırıkkaleli Prof. Dr. Sadık Kemal Tural, emekli sendikacı ve Hoca Ahmet Yesevi Vakfı kurucusu Kırıkkaleli Erdoğan Aslıyüce, ressam ve sanat tarihçisi Prof. Dr. Ahmet Atan Kodallı obasına mensup önemli şahsiyetlerdir.
Adnan Menderes KAYA
[1] Hasan Ayparlar; Kırıkhan, http://www.kirikhan.net/a_article_view.php?idx=16
[2] Derleme Sözlüğü; Cilt VIII, TDK Yayınları, Ankara 1975, s. 2897
[3] Refet Yinanç, Mesut Elibüyük; Maraş Tahrir Defteri (1563), Cilt II, Ankara 1988, s. 491
[4] 998 Numaralı Muhasebe-i Vilayet-i Diyar-i Bekr ve Arab ve Zü'l Kadiriyye Defteri (937-1530), Cilt II, Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Ankara 1999, s. 131
[5] Refet Yinanç, Mesut Elibüyük; Maraş Tahrir Defteri (1563), s. 802
[6] İbrahim Solak; “XVI: Yüzyılda Maraş ve Çevresinde Dulkadirli Türkmenleri”, Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Sayı 12, Konya 2002, s.140
[7] Hasan Ayparlar; Bazı Yönleriyle Kırıkhan, Kültür Ofset Basımevi, Kırıkhan 2002, s. 63
[8] Faik Türkmen; Hatay Tarihi, İstanbul 1939, s. 596-597
[9] Mustafa Öztürk; “XVIII. Yüzyılda Antakya ve Çevresinde Eşkıyalık Olayları”, BELLETEN, Cilt: LIV, Sayı: 211, 1990, s. 976, 977
[10] Atilla Canbolat; Hatay Türkmen Aşiretleri Ve Bu Aşiretlerin İskânı (18. Ve 19. Yüzyıllar), Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Kahramanmaraş 2006, s.76, 81
[11] http://www.celiloglu.org/harap.html
[12] Hasan Ayparlar; Bazı Yönleriyle Kırıkhan, s. 66