7 - ATATÜRK’ÜN VASİYETİ
ATATÜRK’ÜN VASİYETİ
Gönül gözü çapaklı; gönül teli, paslı dahası beyni küflü Küfe halkı yaptı yine yapacağını. Moskof’un, Farisî’nin, el altından da Amerika’sından, İngiliz’ine; Alman’ından, Fransız’ına kadar cümle Batılıların ve tabi İsrail’in açık/gizli desteği ile Türkiye’ye kesin uyarı (ültimatom) ayarı çekti. Eee ne demiş atalarımız: Can, çıkar; huy, çıkmaz! Adam satmak, adamların geninde var. Hoş, bunlara adam demeye de bin şahit ister ya!
Iraklı Araplar, bizzat 'Son Peygamber”in ifadesiyle "cennet gençlerinin efendisi" olan Hz. Hüseyin'den sonra; 1200 yılı aşkın bir süre canlarını, mallarını namuslarını korumuş olan Türk Ordusunu da sattı. Güvenilmez Küfeliklerin torunları, Türk Ordusunu satmakla da kalmayıp; rengini, şehitlerimizin al kanından alan Türk bayrağını yakma küstahlığını, çirkefliğini de gösterdi.
Sormak lâzım bu dümbüklere "Ebu Gureyp'te, henüz 16-17 yaşındaki Kur'an hâfızı Arap kızına, Amerikan askerleri tecavüz ederken (Olayın doğruluğu, bizzat yan koğuşta tutuklu bulunan dönemin Bağdat müftüsünün şahitliği ile sabittir cancağızlar.) neredeydiniz lan godoşlar?" diye…
Söz konusu Musul-Kerkük ve hatta Halep olunca, Türkiye’nin tutacağı yol bellidir. Türkiye, Misak-ı Millî davasını tekrar gündemine almalıdır. İngiltere’nin, türlü dalaverelerle (entrika) elimizden aldığı bu vatan toprakları için her türlü yola başvurmalıdır.
Son Osmanlı Mebusan Meclisinin yani mebuslar (vekiller) meclisinin son kararı olan Misak-ı Millî hem millî meclisin hem de milletin ve devletin şerefini, haysiyetini kurtaran bir karardır. Bir nevi millî ant olan bu kararın gereğini yerine getirmek için Kuva-yı Millîye hareketi başlamış Anadolu ve Trakya’nın kahir ekseriyeti (günümüz Türkçesiyle büyük bölümü) kurtarılmıştır. Yalnız Selânik dâhil Batı Trakya, On iki ada, Halep, Musul Kerkük, Batum gibi yurt köşeleri yâd ellerde kalmıştır.
II. Dünya Savaşı yıllarında Amerikan ordusuna komutanlık da yapacak olan General Mc. Arthur’un Ankara ziyareti sırasında Atatürk’ün bizzat söylediği ve Generalin ilerleyen yıllarda anılarında dile getirdiği bir husus vardır. Atatürk, “Yeni bir dünya savaşı adım adım yaklaşıyor ama sanırım ben göremeyeceğim.” gibi sözler sarf eder. General, bu sözler üzerine “Ekselansları ülkeniz ve milletiniz için çok şeyler yaptınız. Öyle olsa bile gözünüz açık gitmez.” gibi sözlerle Atatürk’ü teskin etmek ister. Bunun üzerine Atatürk’ün ağzından “Gider General, gider. Musul-Kerkük, Adalar ve Selânik dâhil Batı Trakya’yı almadan ölürsem gözüm açık gider” gibi sözler dökülür. Ve General Mc. Arthur da bu sözlere, emekliliğin tadını çıkarırken kaleme aldığı anılarında yer verir.
Hani birileri diyor ya: Türk Ordusunun Irak’ın kuzeyinde ne işi var? Türkiye ne karışıyor Halep’e, Bayır-Bucak’a filan diye… Hemen söyleyelim: Gâzi Mustafa Kemal Paşa’nın ruhunun huzura ermesi için cancağızım! Atatürk’ün vasiyeti ya, onun için!
Aziz Dolu Atabey