1 - DADALOĞLU
DADALOĞLU
"Gönülden gönüle yol gider derler,
Onu anlamaya hoşca can gerek"
Avşar Türkmenlerinin âşık, kahraman ince ruhlu ozanıdır Dadaloğlu. Suyu sert, insanı mert, keklik öten, kekik kokan benim de mensubu olduğum o yörenin çocuğudur.
Avşar Türkmenlerinin 19. Yüzyılın ikinci yarısında yerleşik hayata geçmesinin sancılarının en yoğun olduğu dönemde yaşamıştır. Yaşadığı dönemin sertliği şiirlerine de akseder. Köroğlu kadar kahraman; Karacaoğlan kadar hisli ve içlidir.
Yahya Kemal, şiirde kafiyeyi kuşların kanadına benzetir. Kendisinin ümmi olup olmadığı bile kesin olmayan Dadaloğlu'nun yaşadığı bir olay aslında Türk Edebiyatındaki sanat yaklaşımının ne olduğunu da ortaya koyar:
Avşarlar 1865 Fırka-i Islahiye ordusu ile sıkı takibata uğramakta yerleşik düzene geçme konusunda direnç göstermesinden dolayı sıkıntı yaşamaktadır. O sebeple "Avşarım" demek adeta takibat konusudur. Dadaloğlu bir Türkmen meclisinde otururken bir türkü söylemesi istenir. Lakin Ağalardan biri içinde "Avşar" kelimesinin geçmemesini ister. Dadaloğlu türküsünü söylemeye başlar ama kafiye onu "Avşar"a getirir. Söylemekten de geri durmaz. Bunun üzerine eşini kast ederek:
"Safiye'den vazgeçerim kafiyeden vazgeçmem" der.
Dadaloğlu için hisli ve içli dedik ya, aynı zamanda güzele de meftun:
"Şu yalan dünyaya geldim geleli
Severim kır atı bir de güzeli
Değip onbeşime kendim bileli
Severim kıratı bir de güzeli"
Öte yandan, hayatın acımasızlığı karşısında gözüpek ve soğuk kanlıdır. Zira:
"Dadaloğlu'm yarın kavga kurulur
Öter tüfek davlumbazlar vurulur
Nice koç yiğitler yere serilir
Ölen ölür kalan sağlar bizimdir" der.
Nitekim bu türküsü rahmetli Muharrem Ertaş tarafından söylenmiş ve Dadaloğlu adeta bu türkü ile özdeşleşmiştir.
Kahramandır hem de nasıl:
"Halep'in Antep'in soyun keserim
Cehd edersem Elbistan'ı basarım
Bağdat kapısına kilit asarım
Varın aslanlarım derdi Apalak"
Asıla asalete, mertliğe önem verir:
Aşağıdan Yusuf Paşa'm geliyor
Düşmanına karşı koyan mert olur
Şahin kocasa da vermez avını
Ta ezelden kurt eniği kurt olur"
Bazen karamsarlaşır da, benim en çok sevdiğim şiirlerinden birinin tamamını sizinle paylaşmak istiyorum:
"Yükseklerde şahin gibi süzülür
Enginlerde turna gibi düzülür
Haçan dostu ansa gönlüm üzülür
Şimdi döndüm düzen tutmaz tele ben
Adama bakışta bir hoşça bakar
O dostun hasreti sinemi yakar
Ak göğsün arası mis gibi kokar
Bülbül gibi konayıdım dala ben
Dadaloğlu'm der ki zatı zatınan
Bir güzel sevdim ben pek firkatınan
Önü sine-bentli bir al atınan
Düşeydim de o dost ile yola ben"