5 - GİNE ARDI KIŞ GELİYOR
Yukarıda Seferberlik harbinin başlangıcında Çörekdereli Okkalı’nın kızı Sultan’ı dinledik, biri daha var ki Tomarza’nın Sindel köyünde, adı kara Zalha. Acıların en derinini yaşamış yüreğindeki acıyı beyitlere dökmüş her mısrası feryatlar çınlatmış ulaşılması güç, anaların en yücelerinden biri. Seferberlik harbinin bitiminde dört oğlunu şehit vermiş. Anadır bu ya yavrusunu yitirmiş koyun gibi, kuzularını Pınarbaşı askerlik şubesi önünde arayıp durmuş. Askerlik şubesi; Anadolu’da Osmanlıdan kalan tek yapı silsilesi öyle heybetli yapı ki her vilayette, her kazada vardır.. Anadolu’nun hiç bir yerinde Marmara ve Ege’de Manisa hariç devlet yapısı bulamazsınız sadece askeri ambarlar yani askeri şubeler vardır. Şimdi eee..... Mendil alıp ağlıyoruz biz Avrupalılardan neden geri kaldık diye. On beş yaşından altmış yaşına kadar olanları yaklaşık yedi yüz sene kırdırırsan kim âlim olacak, kim bilim adamı olacak ki! Sarıkamış’a gidip de gelmeyen yiğitlerin anaları için tek umut kapısı, sorulacak yer buralardı. Belki bir haber ümidi ile günlerce bekleşmişler. Hiçbir haber gelmemiş, yaşadıklarına dair Koçyiğit yavrularından. Oturmuş Kara Zalha şehit anaların arasına tarihlerin bile yazamayacağı Seferberlik harbini ağıt yakarak, Okkalı’nın kızı Sultan’ın dediği gibi, ”KARA ÇEKELİM BEYAZA” Neden kara çekmişler beyaza? Onu anlatıyor bize. Ağıtın anlam ve ifadesini yorumlasam sayfalar tutar. En acılı anlarını bile Kara Zalha yiğitliğe bürüyor, açlığa sefilliğe razı oluyor. Her şey vatan için diyor sineye çekiyor. “Burada oğlumu eğleme/ Sefer uğrunda dövüşsün” diyor. Bu savaşlarda yalnız Avşarlar etkilenmediler. Bütün Anadolu’da en az her evden bir iki şehit verildi. Onun için buradayız. Avşar analarının yaktıkları ağıtlarla o günlerin daha yakınından acılarını yaşıyor anlıyoruz. Okurken insanın yüreğini titretiyor.
Gadanı alıyım Eşe
Tekerim dayandı taşa
Seferberliği durdur
Sana derim Kemal Paşa
Çadırlar dağa kuruldu
Hücum borusu vuruldu
Bir Sarıkamış uğruna
Nice fidanlar kırıldı
Kars da kavga kuruluyor
Redif alan diriliyor
Davlumbazlar vuruluyor
Mızraklar boruynan
Uşaklar talim eder
Bilmeyenler heyle eder (1)
Binbaşılar arş ediyor
Sağdan soldan gerinen (2)
İnci sandım dişlerini
Kalem sandım kaşlarını
Özlemişim eşlerini
Gelin Fatma Hürü inen
Uşak geldi sürü inen
Asker kalkar boru inan
Her nereye vardımsa
Bir gelin var karı inan
Adam olan herk ediyor
Olmayanlar terk ediyor
Her nereye vardımsa
Gelin kız çifte gidiyor
Sarıkamış Altınbulak
Suvanlıyı biz ne bilek (3)
Bizim uşak kıyak gezer (4)
Ağca zubun kara yelek (5)
Gene ardı kış geliyor
Görmeyene düş geliyor
Şu Sivas’a giden kağnı
Dolu gitti boş geliyor
Pınarbaşı baba yurdum
Aziziye’ye çadır kurdum
Korkum da Ursular değil
Kara kışa kurban verdim
Çantasını alan savışsın
Hasret olan kavuşsun
Burada oğlumu eğleme
Sefer uğrunda dövüşsün
Elif bekâr Cennet bekâr
Acemi talime çıkar
Dört oğlum sefer ağzında
Topal oğlum kahrımı çeker
Çantayı sırtıma vurdum
Şubenin önüne vardım
Dört oğlum asker diyince
Orada aferin aldım
Davul zurna çalınıyor
On beşliler gelsin diye
On beşliden asker mi olur
Topluyorlar ölsün diye
Gine kavga sesleniyor
On altılı isteniyor
Gidenlerin biri gelmez
Silahları paslanıyor
On altılı on yedili
Alayından Âlim uşak
Gadanı alırım binbaşı
Belini yara eylemiş kuşak
Şu görülen el değil mi?
Bayrağımız al değil mi?
On yedili dedikleri
Yeni açılmış gül değil mi?
İbrişimin kozaları
Battı Avşar gazelleri
Sarıkamış ta kırıldı
Gonca gülün tazeleri
Yüzbaşılar bin başılar
Tabur tabur dolaşırlar
Yağmur yağıp gün değince
Yatan şahitler ışıldar